“Bağımlılık” kelimesini duyduğumuzda, çoğumuzun aklına hemen filmlerden kalma dramatik sahneler veya toplumdan izole olmuş bireyler gelir. Oysa bu resim, konunun sadece küçük ve çoğu zaman yanlış anlaşılan bir parçası. Bağımlılık nedir sorusunun cevabı, aslında sandığımızdan çok daha karmaşık ve evet, çok daha “insani”. Temelde bağımlılık, beynimizin ödül sisteminin bir nevi kısa devre yapmasıdır. Başlangıçta bize haz veren, bizi rahatlatan bir eylemin veya maddenin, zamanla kontrolümüzü ele geçirmesi halidir. Ve bu durum, görüyoruz ki, sadece yasa dışı maddelerle sınırlı değil. Sürekli elimizin gittiği o akıllı telefon, online sepeti durmadan doldurma isteği veya bir türlü kapatamadığımız o oyun… Bunların hepsi, aynı beyin mekanizmasının farklı yüzleri olabilir. Bu yazıda, bağımlılığı yargılamadan, bilimsel bir çerçeveden ele alacağız ve hem madde hem de davranışsal bağımlılık türlerini anlamaya çalışacağız.

Bağımlılık Dediğimiz Şey Tam Olarak Nasıl Gelişir?

Peki, bu kontrol kaybı nasıl başlıyor? Her şey beynimizdeki dopamin adı verilen kimyasalla yakından ilgili. Dopamin, genellikle “mutluluk hormonu” olarak bilinse de, asıl görevi motivasyon ve ödüldür. Şöyle ki; lezzetli bir yemek yediğimizde, bir hedefi başardığımızda veya sevdiklerimizle vakit geçirdiğimizde beynimiz dopamin salgılar ve bize “Bu iyiydi, bunu tekrar yap!” der.

Bağımlılık yapıcı maddeler (alkol, nikotin, uyuşturucular) veya davranışlar (kumar, oyun) işte bu sistemi “hackler”. Normalden çok daha fazla, adeta yapay bir dopamin seli yaratırlar. Beynimiz bu aşırı uyarıya zamanla adapte olmaya çalışır ve iki şey gelişir: Tolerans ve yoksunluk.

Tolerans, aynı hazzı alabilmek için giderek daha fazlasına ihtiyaç duymaktır. Belki siz de fark etmişsinizdir, ilk başlarda bir fincan kahvenin yettiği etki için artık üç fincan gerekebilir. Yoksunluk ise, o madde veya davranış olmadığında ortaya çıkan fiziksel ve psikolojik rahatsızlık halidir (sinirlilik, uykusuzluk, kaygı gibi). Bu döngü bir kez başladığında, kişi artık keyif almak için değil, sadece “normal” hissedebilmek veya yoksunluktan kaçınmak için o maddeyi veya davranışı aramaya başlar. Elbette genetik yatkınlık, yaşanan travmalar, stres seviyesi ve sosyal çevre de bu riski artıran önemli faktörlerdir.

En Yaygın Görülen Madde Bağımlılıkları Nelerdir?

Madde bağımlılığı, vücuda dışarıdan alınan ve beyin kimyasını doğrudan değiştiren psikoaktif maddelerin kompulsif (kontrol dışı) kullanımıdır. Pratikte en sık karşılaştığımız türlere bir bakalım.

Alkol Bağımlılığı: Sosyal İçicilik Nerede Biter?

Ülkemizde sosyal kabulü belki de en yüksek olan bağımlılık türüdür. “Hafta sonu iki kadeh” veya “dost meclisi” ile başlayan süreç, bazı bireyler için sinsi bir tuzağa dönüşebilir. Alkol bağımlılığında çizgi, içme sıklığından çok, içme üzerindeki kontrolle belirlenir. İş stresiyle başa çıkmak için her akşam içmek, sabahları “ayılmak” için içme ihtiyacı duymak, içilen miktarı gizlemek veya bahaneler bulmak, alarm çanlarının çaldığını gösterir.

Uyuşturucu Bağımlılığı (Yasal ve Yasadışı)

Bu kategori çok geniştir. Esrar (kenevir) gibi “daha az zararlı” olduğu iddia edilenlerden, eroin veya kokain gibi yüksek bağımlılık potansiyeline sahip maddelere kadar uzanır. Ancak yaygın inanışın aksine, tehlike sadece yasa dışı maddelerde değildir. Günümüzde reçeteli ilaç bağımlılığı (özellikle ağrı kesiciler ve sakinleştiriciler) ciddi bir artış göstermektedir. “Doktor verdi” düşüncesi, bu ilaçların uzun süreli ve kontrolsüz kullanımındaki riski görmeyi engelleyebiliyor.

Sigara (Nikotin) Bağımlılığı: Neden Bırakmak Bu Kadar Zor?

Nikotin, bilinen en güçlü bağımlılık yapıcı maddelerden biridir. Peki, sigarayı bırakmak neden bu kadar zor? Cevap, hem fiziksel hem de psikolojik bağda gizli. Fiziksel olarak nikotin, dopamin salınımını tetikler ve vücut buna hızla alışır. Psikolojik olarak ise sigara, bir “arkadaş” gibidir; çayla, kahveyle, stresli anlarda, molalarda… Yani pek çok ritüelin parçası haline gelir. Bırakma süreci, sadece nikotinden değil, bu alışkanlıklar bütününden de kurtulmayı gerektirir.

Davranışsal Bağımlılıklar: Eylem Nasıl Takıntıya Dönüşür?

Burada işler biraz daha farklı. Vücuda giren kimyasal bir madde yok; ancak eylemin kendisi, beyinde maddeye benzer bir etki yaratıyor. Davranışsal bağımlılık, kişinin hayatını olumsuz etkilediğini bilmesine rağmen belirli bir davranışı kompulsif olarak tekrarlamasıdır.

 Kumar Bağımlılığı ve Dijital Tehlike

Geçmişte sadece fiziksel mekanlarla sınırlı olan kumar, artık online bahis siteleri sayesinde cebimize kadar girmiş durumda. Kumar bağımlılığının temelinde “bir sonraki elde kazanacağım” yanılgısı (düzensiz ödüllendirme) yatar. Bu belirsizlik, dopamin sistemini sürekli tetikte tutar. Kişi kaybettikçe “kaybını geri kazanma” hırsıyla daha da batar, bu da mali ve ailevi yıkımlara yol açar.

İnternet, Sosyal Medya ve Oyun Bağımlılığı

Özellikle genç nüfusu ve hepimizi yakından ilgilendiren bir konu. “Acaba bir şey kaçırdım mı?” (FOMO) korkusuyla sürekli sosyal medyayı kontrol etmek, bildirim sesinin yarattığı anlık haz veya sanal bir dünyada elde edilen başarıların gerçek hayatın yerini alması… Bunlar masum alışkanlıklar gibi görünse de, sosyal izolasyona, uyku bozukluklarına ve akademik/mesleki başarısızlıklara yol açtığında bir bağımlılığa dönüşmüş olabilir.

Alışveriş Bağımlılığı (Kompulsif Satın Alma)

Çoğu kişinin deneyimlediği gibi, alışveriş yapmak kısa vadeli bir rahatlama sağlar. Ancak alışveriş bağımlılığında amaç, ihtiyaç duyulan şeyi almak değil, satın alma eyleminin kendisinden duyulan hazdır. Bu genellikle duygusal bir boşluğu doldurma çabasıdır. Anlık rahatlamayı, genellikle borçlar biriktiğinde veya alınanlar kullanılmadığında ortaya çıkan derin bir pişmanlık ve suçluluk takip eder.

Bağımlılık Belirtileri: Ne Zaman ‘Sorun’ Var Demektir?

İster madde ister davranış olsun, bağımlılığın bazı evrensel işaretleri vardır. Kendinizde veya bir yakınınızda bu belirtileri görüyorsanız, durumu ciddiye almanın zamanı gelmiş olabilir:

  • Kontrol Kaybı: “Sadece bir tane…” veya “sadece 10 dakika…” deyip duramamak.
  • İnkâr: “Ben bağımlı değilim, istediğim zaman bırakırım” cümlesi, belki de en klasik savunma mekanizmasıdır.
  • Sosyal ve Mesleki Sorunlar: Bağımlılık nedeniyle aileyi, arkadaşları ihmal etmek, işe/okula gitmemek veya performansta düşüş yaşamak.
  • Gizleme: Davranışı veya kullanılan maddeyi çevreden gizleme çabası.
  • Uğraş: Hayatın merkezine o maddeyi/davranışı koymak; onu elde etmek, kullanmak veya etkilerinden kurtulmak için çok fazla zaman ve enerji harcamak.
  • Tolerans ve Yoksunluk: (Daha önce bahsettiğimiz gibi) Aynı etki için dozu artırmak veya ara verildiğinde fiziksel/ruhsal sıkıntılar yaşamak.

Bağımlılık Tedavisi Mümkün Mü? Hangi Yöntemler Kullanılır?

Açıkçası, bu soruya verilecek cevap net: Evet, bağımlılık tedavisi mümkündür. Ancak bu, bir “sprint” koşusu değil, ömür boyu sürebilecek bir “maraton” olabilir. İyileşme bir süreçtir ve bu süreçte geri düşmeler (relaps) yaşanabilir. Bu bir başarısızlık değil, sürecin bir parçasıdır.

Tedavi genellikle kişiye özel bir kombinasyon gerektirir:

  1. Detoksifikasyon (Arınma): Özellikle madde bağımlılıklarında, vücudun maddeden arındırıldığı tıbbi bir süreçtir.
  2. Psikoterapi: Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bağımlılığa yol açan düşünce ve davranış kalıplarını kırmada çok etkilidir.
  3. Destek Grupları: Adsız Alkolikler (AA), Adsız Narkotik (NA) gibi 12 basamaklı programlar veya diğer grup terapileri, kişinin yalnız olmadığını hissetmesi için muazzam bir destek sağlar.
  4. İlaç Tedavisi: Bazı durumlarda (özellikle alkol, opiyat veya nikotin bağımlılığında) isteği (craving) azaltan veya yoksunluğu hafifleten ilaçlardan faydalanılabilir.

Son Sözler

Bağımlılığın bir irade meselesi, ahlaki bir zayıflık ya da karakter eksikliği olmadığını anlamak, belki de iyileşmedeki en kritik adımdır. Bağımlılık, beyni etkileyen kronik bir hastalıktır. Tıpkı diyabet veya astım gibi yönetilmesi gerekir. Eğer siz veya sevdiğiniz biri bu döngünün içinde sıkışmış hissediyorsanız, lütfen unutmayın: Yalnız değilsiniz. Yardım istemek zayıflık değildir; aksine, bu karmaşık döngüyü kırmak için atılabilecek en cesur ve en güçlü adımdır.

Randevu Alın!

Betül Tacettin - DoktorTakvimi.com

Betül Tacettin